Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından UNESCO’ya yapılan başvuru sonrası Türk çay kültürü Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne eklendi. 5 Aralık ise Türk kahvesinin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası olarak kabul edilmesinin yıldönümüdür.
Çay, ülkemizin ekonomisinde önemli bir yer almaktadır. Doğu Karadeniz’de yaş çay tarımı yapılmaktadır. Ayrıca Türkiye, dünyada en çok çay tüketen ülkeler arasında başta yer almaktadır. Çay, toplumun her sosyo-ekonomik kesiminde yüzyıllar boyunca alışılmış, tercih edilmiş ve kabul görmüş bir içecektir. Sabah uyanır uyanmaz çay demlenir ve Türk kahvaltısı çaysız düşünülemez çünkü bizim kahvaltılarımızla kahve uyumlu değildir. Günün her saati tatlı ve tuzlu her türlü yiyeceğin yanında içilir. Ev hanımlarının çay partileri aile çay bahçeleri, türlü türlü çay bardakları ve çay ocakları kültürümüzün bir parçasıdır. Misafirperverliğimizi göstermek için esnaflar müşterilerine çay ikram eder. Bu da yabancılar için alışagelmişin dışındadır ve hoşlarına gider.
Şu günlerde ise, çay kültürümüz her geçen gün değişime uğramaktadır. Türkiyenin kendi ürettiği çay yerine kahve ithal edilmektedir. Bazı kesimler tarafından çay avam, diğer değişle taşra ve sıradan görülmektedir. Tüketimi azalmaya başlamıştır. Gençlerin arasında ise yok olmaya başladığını bile söyleyebiliriz.
Son yıllarda Amerikan zinciri kahve kafelerinin Türkiye pazarına girmesiyle, çayın yerini filtre kahve çeşitleri ve yanında yeni tatlılar ve kurabiyeler daha çok alıyor. Özellikle, büyük şehirlerde gençlerin ve gelir düzeyi yüksek sosyo-ekonomik grupların tercihi olmaya başlamıştır. Bununla birlikte ev kahve makinalarının ve çeşit çeşit kahvelerin satışları da artıştadır. Bazı yeni ev kuranlar çaydanlık ve demlik almayıp öncelikle kahve makinası almakta ve kahve köşesi yapmaktadırlar. Yeni AVM ler ve yeni yerleşim yerlerinde, dinlenme tesislerinde ve benzin istasyonlarında ilk açılan yerler müşteri potansiyelinin ve gelirin yüksek olacağından kahve kafeleri olmakta. Bazen aynı AVM de yan yana bu tür kafelere rastlıyoruz.
Bu yoğun talebi karşılamak için bazı belediyeler barista eğitimi bile vermektedir. Yurtdışında kahve çoğu ülkede özellikle uyanır uyanmaz ve kahvaltıda içilir. Kahvaltıda genellikle kahve ile birlikte tatlı yiyecekler muffin, donut ve kruvasan tüketilir. Bu kafelerin ilk Amerikada açılması ve yaygınlaşıp popüler olmasının sebebi konseptiydi. Pratik ve hızlı servis, yeni tasarlanan karton bardaklar sayesinde araba ve işyerine kahvenin rahatça taşınabilinmesi, ürün çeşitliliği ve ücretsiz wi-fi idi. Ücretsiz wifi, öğrenciler ve iş insanları için yeni çalışma mekanları oluşturmuştu. Türkiyede bu kafelerin ve kahvenin rağbet görmesi ve yaygınlaşması ise ücretsiz wifi dışında tamamen farklı. Sebepler arasında evlerde buluşmanın azalmasına paralel olarak buraların yeni buluşma yerleri olması, oralarda görünmüş olmak ya da keyif için saatlerce oturulması ve tabi mekan isimlerinin popüler olması. Fiyatların çok yüksek ve bazı ürünlerin çok kalorili olmasına rağmen bu yerler alışkanlık, hatta bağımlılık haline gelmiştir.
Bu dönüşüm nasıl oldu? Yabancı turistler mi? Özenti mi? Dayatma mı? Başarılı PR mı?Medya ve dizilerde bilinçaltı yerleştirme mi? Dizilerde ve medyada uyanır uyanmaz ve kahvaltıda bile filitre kahvenin içilmesi bilinçaltı yerleştiriliyor. Ayrıca daha çok kahve tüketilmesi ve ikram edilmesi. Hepsinden kaynaklanıyor aslında. Farklı kültürlerin yemek içecek kültürünü öğrenmek pozitif bir gelişme. Globalleşen dünyada yurtdışı seyahatlerinin artmasıyla bu kaçınılmaz. Ancak kahvenin çayın yerine tercih edilmesinin araştırılması lazım. Belki de filtre kahve trendi geçecek yerine başka içecek popüler olacak. Kahvenin yeri ayrı, çayın yeri ayrı. Burada kahveden vazgeçilmesi söylenmiyor. Bizim mevcut çay kültürümüzün erozyonuna dikkat çekmek isteniliyor. Çay kültürünün tamamıyla yok olmaması için görüşler ve öneriler yer alıyor.
Çay niye tercih edilmiyor ?
Çayın avam, geleneksel, sıradan, alışagelmiş bir içecek algısı var. Çayın yenilikçi moda bir yönü bulunmuyor. Filitre kahve kafe şirketlerinin gençler için yarattığı ortam ve mekanlarlara benzer çay için çok az sayıda mekan bulunmakta. Özel tasarlanmış mimaride çay kafeleri pek mevcut değil.
Çayı özendirmek için ne yapmalı?
İki hedef grubu ele almak ve odaklanmak lazım. Gençler ve hanımlar.
• Gençlere hitap edecek modern dekorasyonlu, teknolojik mekanlar tasarlamak lazım. Mesela çayı bir robotun servis etmesi. Cep telefonundan sipariş verip. Arabayla alınması. Hızlı bir şekilde parklara, arabaya ve motosiklete siparişin getirilmesi. İş yerlerine pratik kahvaltıyla birlikte getirilmesi. İşe onlar ulaşmadan ofiste hazır olması. Çay bardakları ve aksesuarlarının özel tasarım ve yaratıcı olması. Yeni iş alanlarının ve iş imkanlarının geliştirilmesi. Mesela çay tadım uzmanı yetiştirilmesi, çay kalite kontrol uzmanı ve çay demleme ürün geliştirme uzmanı.
• Hanımlar içinse; ev dışındaki toplantılarını, çay partileri, günler, doğum günü, terfi, emeklilik kutlamalarını kebapçı yada restoranlara bir alternatif olarak çay kafelerinde yapmaları. Özel çay saati menüleri, İngiltere’dekine benzer dekorasyonlu ve sunumlu fiks mönü sunumlu mekanlar.
• Çay ile ilgili yeni konseptlerin, ulusal ve uluslararası fuarların düzenlenmesi, fuarlara katılım sağlanması.
• Çay gastronomi etkinliklerinin yaratılması. Çay tadım etkinlikleri. Özellikle Ankara’da çay simit fuarı düzenlenmesi.
• Farklı çay ürünleri, yeni çaylı tarifler, kekler, kurabiyelerin geliştirilmesi için yarışmalar.
• Popüler medyatik kişilerin çayın reklamını yapmasıi. Çay sözcüsü olması.
• Çayın sağlığa faydalarına ilişkin seminer konferans ve araştırma yapılması.
• Kültür Bakanlığı ve diğer kamu kuruluşlarının desteği ve sponsorluğu. Çay için özendirici PR yapması.
• Özel sektör çay şirketlerinin tanıtıma katkı sağlaması.
• Karadeniz’deki çay bahçelerine çay toplama ve tadım turlarının yapılması.
Asuman SELÇUK