Turizm sektörünün haber kaynağı Turizm Haber Merkezi'nin haberine göre yeniden düzenlenmesi gündeme gelen ve sektörü ikiye bölen 1618 sayılı Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Kanunu'nda yer alacağı belirtilen Türkçe rehberlik kavramının en az bir yabancı dil bilme şartını da ortadan kaldıracağını ileri süren turist rehberleri bu durumun mesleğin kalitesini de düşüreceğini ileri sürdü.
Türkiye'de 7 Haziran 2012 tarihli 6326 sayılı kanunla düzenlenen ve rehber olmak isteyen kişilerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, bir tane yabancı dil bilmek ve ilgili bölümlerden mezun olmak gibi bir takım şartlara uyması gerekirken bu şartlardan biri olan yabancı dil bilme zorunluluğunun kaldırılacağı iddiası ise tartışmaları da beraberinde getiriyor. Turist rehberliğinde ruhsatname için gerekli şartların yerine getirilmesi gerektiğini belirten İstanbul Rehberler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Özaltun konu ile iligli olarak Turizm Haber Merkezi'ne yaptığı açıklamada şunları söyledi:
''Bizim 7 Haziran 2012 tarihli, 6326 sayılı kanunumuza göre yine aynı ayın içerisinde Resmi Gazete'de yayınlanmış ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanmış yasamıza göre çalışma kartı dediğimiz, zaten rehber arkadaşlarımızın, üyelerimizin, meslektaşlarımızın yıl içerisinde çalışırlarken üzerlerinde görünür bir şekilde taşımak zorunda oldukları kartlardır. Bunun bir ruhsatnameye bağlı olduğunu görüyoruz yasamıza baktığımız zaman. Bu ruhsatnameye sahip olmak için de 3 önemli şart var. Bunlardan bir tanesi bir yabancı dili iyi şekilde okuyup yazabilmek, en az bir yabancı dile hakim olabilmek. Bir diğer şart Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak. Bunun yanında rehberlik bölümünden mezun olmak ama bu rehberlik bölümleri kendi disiplinleri içerisinde 4'e ayrılıyor. Rehberlik yapabilmek için ruhsatnameye sahip olmak şart. Bir meslek yasasına tabiyiz. Bu meslek yasasına göre uygun olarak, turist rehberliği mesleğine kabul kanunları arasında en az bir yabancı dili iyi derecede okuyup yazıyor olabilmek gerekir. Bu şartın kaldırılması durumunda en başta mesleğimizden eksilir. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına bağlı olan bir meslekten eksiltmek demek, bu işi iyi yapan meslektaşlarımın çalışma şartlarını kötüye götürmek demektir. Meslektaşlarım turist rehberliğinin yanı sıra yabancı turistlere; özellikle ülkemizi gezdiren, onları misafirce ağırlayan iyi birer diplomattırlar aynı zamanda. Onların mesleğinin kalitesini düşürmek demek, turiste verilen hizmetin kalitesini düşürmek demektir. Turiste verilen kalitenin hizmetinin düşmesi ise ülkemizdeki turizmin kalitesinin düşmesi demektir.''
Otobüs içerisinde, tur organizasyonunda otobüs içerisinde rehber bulundurma zorunluluğunun kaldırılması konusuna da değinen İstanbul Rehberler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Özaltun şöyle devam etti:
''Biz turist rehberleri işimizin çoğunu aslında otobüsün içinde yaparız. Anlatımımızın çoğunu, bilginin en derin kısmını otobüsün içinde veririz ve gittiğimiz ören yerinde müzelerde de bunu tamamlarız. Bu zorunluluğun kaldırılması demek, mesleği meslek erbabı olmayan birine yaptırıyor olmak demektir. Bu tehlikelidir aynı zamanda, memnuniyetsizlik doğurur.''
Turist rehberliğinin hem tanımlanmış hem de yasası olan bir meslek olduğunu, mesleğin özü gereği liyakatın çok önemli olduğunu vurgulayan İstanbul Rehberler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Özaltun liyakatı belirleyen en önemli şeyin de bir yabancı dili bilmek olduğunu, bu dil bilgisi yeterliliğinin ortadan kaldırılması durumunda dil sınavları olmadan mezun olan kişilerin direkt rehberlik yapmaya başlamasının birçok soruna yol açacağını vurguladı.