Turizm sektörünün haber kaynağı turizm haber Merkezi'nin haberine göre modası geçmiş, yıllar öncesinin yanlış turizm anlayışının, her şey dahil devasa otel sıralarının, ilçe halkına hiç kıyılarına ulaşma hakkı tanınmadan uygulanmaya çalışıldığının belitildiği Gazipaşa Hepimizin Platformu tarafından yapılan basın açıklamasında ''Oysa biz biliyoruz ki kendi kaynaklarınızı, kendi kıyı alanlarınızı kullanamadığınız zaman esaret başlar. Karşı olduğumuz sadece deniz kıyılarına ulaşamamak değil, bir ilçe halkını, oradaki doğal yaşamı, arkadaki tarım alanlarını yok sayan bu anlayıştır. Gazipaşa Halkı geçmişte nasıl yağmaya boyun eğmemiş ve bizzat Atamızın eliyle Atamızdan adını almışsa, aynı duruşla şimdi de yağmaya boyun eğmeyecektir.'' denildi.
Gazipaşa Hepimizin Platformu adına basın açıklamasını okuyan Ziraat Mühendisi Yavuz Çetin, Gazipaşa’nın son yıllara kadar ulaşımın da biraz zor olması nedeniyle tüm doğallığını ve yerel yaşam kültürünü koruduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
''Gazipaşa’nın denize dik inen yamaçlarının arasında, küçük üç kumsal kıyısı var ve bu kıyılar ender bulunan doğal güzellikleri nedeni ile sit alanı. Tüm dağ köyleri ile merkez mahalleleri ile bu küçük üç kıyımız hem insanlarımız, hem yetiştirdiğimiz ürünlerimiz, hem de buralarda süren doğal yaşam için nefes alma noktası. Şu anda öyle bir planlama yapıldığını görüyoruz ki bu kıyılarda ne sit alanı olduğu dikkate alınmış ne kıyı doğal yaşam alanları ne de ilçe halkı. Gazipaşa halkı geçmişte nasıl yağmaya boyun eğmemiş ve bizzat Atamızın eliyle Atamızdan adını almışsa, aynı duruşla şimdi de yağmaya boyun eğmeyecektir.''
Selinus sahili boyunca yapılmak istenen otel projesi için depremin üçüncü günü ÇED toplantısı yapıldığını da hatırlatan Ziraat Mühendisi Yavuz Çetin şöyle devam etti:
''Biz bilimsel raporların, bilirkişi raporlarının, kamu yararına çalışan meslek odalarının, baronun karşı olduğu, askı süreçleri de dâhil olmak üzere halkla hiç paylaşılmadan uygulanmaya çalışılan bu planlamayı reddediyoruz. İlçemizin en önemli bölgesinden, tüm kıyı alanlarımızdan söz ediyoruz. Oysa olması gereken halkla birlikte, halkı bilgilendirerek, tüm ilçeyi düşünerek, doğayı koruyarak, sevgiyle, mutlulukla, huzurla yaşanacak alanlar yaratmak olmalıydı. Planlamalar insanların doğa ve çevresiyle barışık yaşamalarını sağlamak üzere, kamu yararı için yapılmalıdır.''
Bir kıyı planlamasının sadece denize nazır kentsel arsa üretimine dönük önünde ilçe halkını istemeyen bir anlayışla yapılırsa, spekülatörlerin iştahını kabartacağını ve o toprakların gerçek sahiplerinin ve gerçek ihtiyacı olan insanların asla bu alanların sahibi olamayacaklarını ve bu alanlardan yararlanamayacaklarını vurguulayan Ziraat Mühendisi Yavuz Çetin küçücük kıyılarda devasa otel adaları, bu adaların içindeki devasa parsellerde tarım için gerekli deniz havasının arkalara girebilmesine olanak tanıyacak parçalı yapılanmanın istenmemesi, yol ve otopark düzenlemelerinde, bu büyük turizm adaları arasındaki açıklıklarda ilçe halkının kıyılarına ulaşımının yok sayılması anlamına geleceğini belirtti.
Sahille ilgili plan notlarında, halka ait olması gereken günübirlik alanlarda kamunun kullanımına açık olma ibaresinin kaldırıldığının altını çizen, otellerle günübirlik alanlar arasındaki yaya yollarının da kaldırılarak günübirlik alanların otel alanlarına eklendiğini belirten Ziraat Mühendisi Yavuz Çetin son revizyonlarda üç kıyının da boydan boya otel alanlarının ön bahçesi ve otellerin tamamlayıcısı tesislerin yapılabileceği alanlar olarak tanımlandığına dikkat çekti.