Turizm sektörünün haber kaynağı Turizm Haber Merkezi'nin haberine göre kuzey kıbrıs Türk Cumhuriyeti turizmi Avrupa pazarında giderek gerilerken Türkiye'den gelen turistler kurtarıcı oldu. Doğrudan uçuşların olmaması, uluslararası tanınırlık sorunu ve yetersiz tanıtım gibi nedenlerle KKTC'nin Avrupa'daki rekabet gücünü kaybettiğine dikkat çeken uzmanlar turizmde tek pazara bağımlılığın ise ciddi riskler barındırdığı belirtiyor.Türkiye turizmine yönelik değerlendirmelerde bulunan Avrupa'dan Türkiye'ye yoğun talep olduğunu ancak döviz kuru nedeniyle fiyatların yükseldiğini belirtirek Türkiye'nin fiyat avantajını kaybetmesinin turizmde rekabeti zorlaştırdığını ifade eden Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu ''Mısır ve Tunus gibi destinasyonlarla dönemsel rekabetimiz sürerken, asıl rakibimiz İspanya ve Yunanistan'ın yanında Türkiye pahalanıyor algısı güçlenirse, turizmde zorlanabiliriz'' dedi. Ancak KKTC için durum daha da karmaşık. Türkiye, artan maliyetlere rağmen hala geniş bir pazar çeşitliliğine sahipken, KKTC turizm sektörü giderek daralıyor ve Türkiye pazarına bağımlı hale geliyor. Avrupa pazarında gerilemenin nedenlerine bakacak olursak, son yıllarda KKTC, Avrupa'dan gelen turist sayısında ciddi düşüşler yaşarken, bu durumun arkasında birden fazla neden bulunuyor:Avrupa'dan KKTC’ye doğrudan uçuş bulunmaması, turistlerin Türkiye üzerinden aktarma yapmasını zorunlu kılıyor. Bu durum, tatil planlamasını zorlaştırıyor ve turistlerin Güney Kıbrıs veya diğer alternatif destinasyonları tercih etmesine yol açıyor.KKTC’nin diplomatik olarak tanınmaması, büyük tur operatörleriyle entegrasyonunu zorlaştırıyor. Avrupa’daki birçok turizm şirketi, Güney Kıbrıs'a yönelirken, KKTC’nin pazarda görünürlüğü her geçen gün azalıyor.Türkiye, Avrupa'da büyük çaplı reklam kampanyaları ve pazarlama faaliyetleri yürütürken, KKTC’nin tanıtımı oldukça sınırlı kalıyor. Özellikle İngiltere gibi geleneksel pazarlarda bile KKTC’nin bilinirliği azalırken, otel ve hizmet kalitesinin rakip destinasyonlarla rekabet edemediği düşünülüyor.Türkiye, her bütçeye hitap eden konaklama seçenekleri ve zengin turizm alternatifleri sunarken, KKTC’de özellikle yüksek sezonda otel fiyatlarının artması ve hizmet çeşitliliğinin sınırlı kalması, turistlerin başka destinasyonlara yönelmesine neden oluyor.Ayrıca Avrupa pazarında gerileyen KKTC turizmi, giderek Türkiye’den gelen turistlere bağımlı hale gelirken uzmanlar, bu bağımlılığın turizm sektörü için ciddi riskler taşıdığını belirtiyor:1. Ekonomik kırılganlık artıyor; KKTC’nin turizm gelirleri büyük ölçüde Türkiye’ye pazarına bağımlı hale gelirken, Türkiye’de yaşanacak ekonomik krizler veya alım gücündeki düşüşler doğrudan KKTC’yi etkileyebilir. Türkiye’deki ekonomik dalgalanmalar, KKTC otellerinin doluluk oranlarında ani düşüşlere yol açabilir.2. Tek pazar riski büyüyor; Avrupa’dan gelen turist sayısının azalması, KKTC’yi tek bir pazara bağımlı hale getiriyor. Çeşitli pazarlara hitap edemeyen turizm destinasyonları, kriz dönemlerinde çok daha kırılgan hale geliyor.3. Turizm gelirlerinde azalma riski; Avrupa’dan gelen turistlerin harcama eğilimleri, Türkiye’den gelen turistlere kıyasla daha yüksek olurken Avrupalı turistler genellikle daha uzun süre konaklıyor ve daha fazla harcama yapıyor. Ancak Türkiye’den gelen turistler için KKTC çoğunlukla kısa süreli tatiller için tercih edilen bir destinasyon olmaya devam ediyor. Bu durum, KKTC’nin turizm gelirlerinde düşüşe neden olabilir.KKTC’nin Avrupa pazarındaki kaybını durdurmak ve turizmde sürdürülebilir bir yapı oluşturmak için atılması gereken adımları anlatan uzmanlar Avrupa'daki tur operatörleriyle iş birlikleri güçlendirilmesi ve paket turlarına daha fazla yer verilmesi gerektiğini vurgulayarak alternatif turizm alanlarına yatırım yapılması (eko-turizm, doğa sporları, kültürel turizm, gastronomi vb.), ulaşım engellerinin hafifletilmesi, charter seferlerin artırılmasıı ve KKTC'nin ulaşım ağlarının güçlendirilmesi gerektiğine belirtiyor. Uzmanlar ayrıca tanıtım faaliyetlerinin genişletilmesi, özellikle İngiltere, Almanya ve İskandinav ülkeleri gibi pazarlara yönelik reklam kampanyalarının düzenlenmesi gerektiğini kaydediyor.
